Türk biniciliğinin duayeni, hocaların hocası: Özkan TEMURLENK-MAMŞİRATİ
At sevgisini Kafkas (Oset-Alan, İron) kökenli aileden alan Temurlenk, Kafkas iklimi benzerliği nedeniyle yerleştikleri Kars Vilayetinde 1949 yılında doğdu. Her yıl ahırlarında 3-4 at bulunurdu. Çocukluğunda kendini genelde yular tasmalı ve eyersiz at üzerinde bulurdu. Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulu sonrası 120 öğrencinin katıldığı süvari seçiminde, boyunu kısa bulmalarına karşın, sporcu özeliği nedeniyle ilk ona girme sevincini yaşayarak 1970 - 1971 yılı Ayazağa Süvari Grubunun açtığı dokuz aylık binicilik kursunu birincilikle bitirdi. Kurs eğitimi sırasında öğretmenleri Yzb. Minal Dizdaroğlu’nun at binme inme ve diğer akrobasi hareketlerindeki çevikliği dikkati çekerdi. 1973 Yılında atandığı Engel Atlama Ekip kadrosunda çalışmalara başladı. İlk yıllarında bir yarışmasını izleyen dönemin Spor Bakanı Sayın Ali Şevki Erek, yanında oturan Askeri Ekip Şefi Yarbay Sait Beykoz’a dönerek; ”Bu Üsteğmen Çerkes mi? Aynı Çerkesler gibi at biniyor” deyince, Erzurumlu Yarbay Beykoz; “Yok. O benim hemşerim” demiş. Bakan ısrarla; “Yok yok, sen yine de bir sor, mutlaka Çerkes’tir.” konuşmalarını yarışma sonrası anlatınca, Temurlenk; “Doğru ben Çerkes’im” sözüne Yarbay Beykoz kahkaha atarak; “Ben de kendime paye çıkarmak için seni hemşerim yaptım” biçimindeki anıları yıllarca aralarında gülüşmelere neden olmuştur.
Rütbe, makam, deneyim ve bilgi birikimlerime uygun, emir komuta zinciri içerisinde; binici, kurs öğretmenliği, çalıştırıcı, teknik personel, at eğiticisi ve yöneticisi görevleri sırasında yararlanacağı kitap ve doküman sıkıntılarını hep yaşadı. Eğitimlerde işler iyi gittiğinde “Oluyor oluyor…”, iyi gitmediğinde “Olmuyor olmuyor…” eleştirilerinden neyin olup neyin olmadığını hiç anlamadı ve öğrenemedi. Zaman zaman ziyaretlerine gelen Sayın Saim Polatkan, Fahri Kaçka gibi bilimsel çalışmalar yapan ve çevresine anlatanlardan; “Aman yine geliyor… Ben yokum” diye kaçanların nedenlerini şimdi daha iyi anlıyor. Milli Takım Çalıştırıcısı bir süvari büyüğüne sorulan bir soruyu cevaplamadan önce cebinden çıkardığı not defterine, notları kimsenin görmemesi için arkasını dönerek gizlice bakıp cevaplayan, kendini yenilemeyen, bildiklerini başkası bilmesin diye kıskançlıkla saklayanları da unutamadı.
1995 Yılında atandığı K. K. Atlı Spor Eğt. Mrk. K.lığı bünyesinde, binicilikte yeniden yapılandırmayla Öğretim Başkanlığı adı altında oluşturulan; Plan Program Kısım Amirliği, Ölçme Değerlendirme Kısım Amirliği, AR-GE (Araştırma-Geliştirme) Kısım Amirliği, Kurs ve Acemi At Eğitim Kısım Amirliği ve Öğretim Kurulu ile 1959 yılında lağvedilen Binicilik Okulunu yeniden kurdu.
Kitapsız eğitim ve öğretim olmayacağına göre, okulun getireceği bilimselliğe de önem vererek, 1983 yılından başlayarak kendisi için topladığı araştırma ve bilgileri, aynı yıl, istediği gibi olmasa da;
Binicilik I(At, Bakım ve Donatım),
Binicilik II(At Terbiyesi Eğitimi),
Binicilik III(At Engel Atlama Eğitimi),
Binicilik IV(Binici Temel Eğitimi),
Binicilik V (Binici Engel Atlama Eğitimi),
Binicilik VI (Binici ve At İleri Eğitimi) adları altında topladı.
Kendi olanaklarıyla Öğün Yayınevine yaklaşık 350’şer adet bastırarak bilgi birikimini en verimli şekilde kullanmak ve Türk Biniciliğine öncülük yapmak için, Okula ders kitabı olarak hizmete sundu. Yayın tarihinden bu güne kadar, kitaplardan yararlanarak, çeşitli kurslar açıldı. Bu kurslardan sivil binicilerin de yararlanmasına öncülük etti. Jandarma Atlı Birliğinin 2003 yılında kurulmasıyla beraber, kendi bünyesinde açılan kurslarda ders kitapları olarak okutuldu. Bazı üniversitelerin “Atçılık Ve Binicilik Okulu” bölümlerinde okutulmak üzere istekte bulunmaları, büyük memnuniyet verdi. Özellikle bazı üniversitelerde yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilerin tez konularında, bu kitaplardan yararlanmaları ve kabul görmeleri büyük mutluluk verdi. Bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmediği ve depolama sorunu doğuracağı için, basım adetlerini kısıtlı tutmuştu.
Bu arada, 1996 yılında İsveçli Sayın Wolf Gong Niggli’nin İstanbul’da verdiği kurs çıkışı, yılların deneyimli iki hocası büyüğümüzün arasındaki diyalog oldukça ilginçti;
- “Yıllardır hocalarımız, dörtnal yardımını, süratlide ters ayak üzerinde oturup kurcalayacaksın diye öğrettiler ve bizde öğrencilerimize öğle öğretiyoruz, meğer ne kolay yöntemleri varmış”
- “Siz Özkan’ın kitaplarına bakmamışsınız anlaşılan”
- “Duydum ama bu yaştan sonra kitap mı okuyacağım?”
- “Bari öğrencilere öner de okusunlar, bizim gibi cahil kalmasınlar”
- “Ya kitapları alsın okusunlar, sonra; “Hocam siz öyle söylüyorsunuz ama kitapta böyle yazıyor.” diyerek bilgisizliğimiz ortaya çıksın öğle mi? Deli miyim?”
Buna karşın Kıbrıs’tan Kayseri’ye, özellikle amatör binicilik meraklılarının çeşitli yollarla varlıklarını öğrendikleri kitaplar tüketilince, yeni istekler karşılanamaz durumda kalındı. Geçen süre içerisinde elde edilen yeni bilgi ve araştırmalarla daha da geliştirilerek, yeniden hizmete sunuldu.
1995-1999 yıllarında bulunduğu Kara Kuvvetleri Atlı Spor Eğitim Merkez Komutanlığı görevinde, dört yılda yukarıda sözü edilen Binicilik Okulu kuruluşuyla birlikte Binicilik Ekip kadrosunda bulunan Engel Atlama Branşına ilaveten, başarısızlık nedeniyle kaldırılan Üç Günlük Yarışma ve At Terbiyesi Branşlarını da ekleyerek yıllar sonra yeniden Türk Biniciliğine kazandırdı.
Standart dışı bulunan küçücük kapalı manejine ilaveten, ikisi yarışma yapılacak standartta olmak üzere dört kapalı manej, Türkiye’nin ilk çim yarışma maneji ve üç günlük yarışma sahalarını hizmete açtı. Ayrıca binaları, ahırları, kamelyaları, manej seyir balkonları ile heykel ve kabartma heykellerle çevreyi dinlenecek ortama dönüştürdü. At binişini aile ve özellikle Gülhane Askeri Tıp Akademisi - GATA ile işbirliği yaparak engellilerin rehabilitasyonunda kullanılmasıyla “Hipoterapi”nin Türkiye’de de yaygınlaşmasına öncülük etti. Bu çalışmalar sonucu yok oldu denilen Askeri Binicilik, bilimsel eğitimin katkısıyla da Türkiye Şampiyonluklarını yeniden kazanmaya başladı. Milli Takım’daki yerlerini tekrar alan Askeri Biniciler, Uluslararası Yarışmalarda da birincilikler ve Balkan Şampiyonlukları kazanma onuruna erişti.
Atlı Dayanıklılık ve Atlı Jimnastik (Akrobasi) çalışmalarının temelini de atarak bu branşları Türk Biniciliğine kazandırdı. Açtığı Süvari Müzesi ve Kütüphanesindeki eserlerle yeni neslin ufkunu açtı. Ancak görevden ayrıldığı yılın 9 Eylül Süvari Günün davetinde karşılaştığı Büyükleri Alb. Nebi Aksal ile Cemalettin Zorlu’nun Birliği gezdirme isteklerini yerine getirdikten sonra, Alb. Zorlu’nun; “Özkan biniciliğe benim Müzede anılacak hiç mi katkım yok?.” deyince, görevli subay çağrılarak; “Komutanımızın Müzedeki resimleri ve yazıları ne oldu?” sorusu üzerine boynunu bükerek kaldırılıp atıldığı yerden getirtilen belgeler Alb. Zorlu’ya gösterildi. Alb. Zorlu’nun yanaklarını okşayarak gülümsemesi bile Özkan’ı rahatlatmadı. Bu vefasızlıkla yapılanların boş olduğunu ve tarihin bile kolayca silineceğini gördü. Nitekim üç yıl sonraki bir tören nedeniyle Birlik Komutanı tarafından yapılan davete icabet etmek için sözleştikleri saatte, Birlik girişinde, Komutandan içeri girme izni için saatlerce bekletilmesi, kendisinin komutanlarını girişte karşıladığından duruma anlam veremeyerek, oradan ayrılışına ve bir daha Birliğe gitmemesine neden oldu.
Binicilikle ilgili daha çok Fransız öğretmen ve Süvari Üsteğmeni Albert Taton’un öğretisi olan yabancı deyimlerin kullanımlarını, yazdığı kitaplarda Türkçeleştirerek anlaşılmalarını sağladı. Pek çok panel, seminer ve sempozyumlarda, konuşmacı olarak katılarak biniciliğe destek verdi. Çeşitli Kulüp, Üniversite ve Kurslarda eğitmen olarak görev aldı.
1992-1995 yıllarında görev aldığı Gemlik Askeri Veteriner Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığında, genç at eğitimi ve binicilik faaliyetlerini başlatarak Binicilik Ekip kadrosunu oluşturdu. Burada açılan tesislerde 1998 yılı Türkiye’nin şampiyon olduğu Üç Günlük Balkan Şampiyonası yapıldı.
Yine Gemlik Askeri Veteriner Okulu’nda Türk Spor Atı yetiştirilmesi ile ilgili yaptığı çalışmalarla KWPN menşeili “Gemlik Türk Atı”nın yetiştirilmesine öncülük etti. Gemlik Atı Türk Standartları Enstitüsü’nce 2002 yılında onaylandı.
Temurlenk’in, 1987 yılı Türkiye Engel Atlama Hafif Sınıf Şampiyonluğu, 1987 yılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kupası, 1988 Yılı Türkiye At Terbiyesi Hafif ve Orta Sınıf Şampiyonlukları bulunmaktadır. 1985 İzmir CSI ve 1988 Ankara CSI yarışmalarında dereceler aldı.
Türkiye Binicilik Federasyonu Kurullarında çeşitli dönemlerde Teknik Kurul Üyeliği, Eğitim Kurul Üyeliği, Teknik Kurul Başkanlığı, Eğitim Kurul Başkanlığı görevlerinde bulundu.
Türk Standartlar Enstitüsü Başkanlığınca “Atçılık ve At Terbiyesi Kuralları” konulu standartların hazırlanması maksadıyla kurulan Teknik Komitenin Rektörlük görevinde bulundu.
1989 yılında Fransız direktörünce açılan Antrenör Kursu, 1996 yılında Olimpiyat Komitesinin At Terbiyesi Kurul Başkanı İsveçli Sayın Wolfgang Niggli’nin direktörlüğünde açılan Uluslararası Olimpik At Terbiyesi Kursu ve 1998 Yılında Uluslararası At Terbiyesi Komitesinin Kurul Başkanı Sayın Eric Lette (İsveç) direktörlüğünde açılan Uluslararası Olimpik At Terbiyesi Hakem ve Eğitim Kursuna katıldı.
2013 Yılında Federasyonda yapılan bir konuşmada; “İlk defa Olimpiyatlara katılacağız inşallah.” sözüne karşı çıkan Bay Levin Okçuoğlu kendisine Olimpiyatlarla ilgili bilgi ve belge istemek için gönderilen aracıya verilmek üzere “Binicilik Tarihçesi” kitabı gönderildi.
Oğlu Mamşirati Murat Temurlenk, kendi yetiştirdikleri atlarla, Türkiye Gençler Şampiyonlukları kazandı.