Anadolu'nun En İyi Cirit Atı: Hınıs'ın Kolu Kısası
İhsan Abidin'dan aktaran Akıncı’ya göre; “93 Harbi'nde (1877 – 78 Osmanlı - Rus savaşı) Bağdat civarından Hınıs'a gelen “Muavin Atlısı Aşireti” burada bir kış kalmış, çok şiddetli kış olduğundan atlarına bakamamışlar, atlar köylere dağıtılmış, bu Bağdat'tan gelen Arap atları ile yerli atların birleşmesinden bu nesil meydana gelmiştir" (Akıncı, 1928).
Hınıs'ta rastladığı yetmiş yaşındaki bir ihtiyardan bunu aktaran İhsan Abidin bu atları Balkan Harbi esnasında, doğudan gelen kıta hayvanları arasında gördüğünü, daha sonra Hınıs'a giderek incelediğini söyler. Hınıs yöresinde Karayazı ve Karaçoban aşiretleri tarafından yetiştirilir.
93 Harbi'nde Osmanlı Ordusu'na takviye için Suriye ve Bağdat'tan gelen aşiretlerden biri olan "Muavin Atlısı Aşireti" Hınıs bölgesini tutmuştur. Bu aşiret zaten orduya at yetiştiren bölge aşiretlerinden biridir. Savaş sonunda buraya yerleşen ve eski işlerine Hınıs ovasında devam eden bu atçı aşiret, beraberlerinde getirdikleri atları yerli atlarla çiftleştirerek, ortaya bu bölgenin sert iklimine uyum sağlayan bu at tipini çıkarmışlardır. Bu atlar Hınıs ovasında yetiştiği ve ön ayakları arka ayaklarına göre kısa olduğu için adına "Hınıs'ın Kolu Kısası" denmiştir.
Fotoğraf 1: Hınıs (Kolu Kısa) Atı
Eskiden Erzurum'un Hınıs ilçesinde yetiştirilen ve Erzurum'dan Iğdır'a kadar bir bölgeye yayılan yerli atlardır. Bugün için pek fazla karakteristik numunesi kalmamakla birlikte az da olsa bölgesinde rahvan at, cirit atı ve çekim atı olarak kullanılmaktadır. Erzurum ve civarında bulunan bütün yerli atlarda Hınıs atı özelliklerini görmek mümkündür. Bunun nedeni Hınıs atlarının bir zamanlar bu yörenin hâkimi olmasından ileri gelmektedir.
Az yem tüketen, dayanıklı, ideal bir köylü atıdır. Kısa boylu olması onu mükemmel bir cirit atı yapar. Cirit için daha ideal at, Hınıs ile Arap melezidir.
Bu atın günümüzde cidago yüksekliği 130 - 145cm. arasındadır. Göğüs geniş ve derin, boyun kalın ve kısadır. Baş tutuşu dik, çoğunlukla kuyruk tutuşu yüksek (Arap kanının bariz olduğuna işarettir), kuyruk sokumu kalındır. Bazıları bir Arap başındaki kadar güzel, iri ve parlak, manalı gözlere sahiptir. Kulaklar dik ve ufaktır. Bilekleri nin ve ön ayaklarının kısa görünüşünden dolayı "Kolu kısa" denmektedir. Yılmaz'a göre: "Bu ata ismini veren kolu kısalık, ön bacakların kısalığı ile ilgili değildir. Göğüs çok derin olduğu için, yandan bakıldığında ön bacaklar kısa olarak görülür. (...) Bu atların en önemli özelliği aniden çıkış yapabilme, durabilme ve manevra yapabilme özellikleridir" (Yılmaz, 2012: 123).
Bu özelliği sayesinde son derece çeviktir. Dünyadaki at ırkları içerisinde bu benzerlikte ikinci bir at da Kovboy atı olarak bilinen ve Rodeo oyunlarında sıkça kullanılan "Amerikan Quarter Horse" atlarıdır. Kemikleri sağlam ve kalın, bel kısadır. Her donda olmakla birlikte en çok doruya rastlanır. Manevra yeteneği yüksek, hızlı, özellikle uzun yola çok dayanıklıdır. Çekim atı olarak arabada da, binek atı olarak da kullanılır ve rahvan yürüyüşü iyidir. Kalın boynu ve geniş göğsü nedeniyle aslana benzetilerek "aslan göğüslü at" da denmektedir (Güleç, 1995).
Fotoğraf 2: Hınıs’ın Kolu Kısası, Şenkaya – 1964
Bu atlar iki soy, iki tip olarak yetiştirilmiştir: 1- Rahvan tipi, 2- Cirit tipi. Cirit tipi biraz daha iricedir. Bu iki ayrı tipte yetiştirme daha sonra tekrar birbirine karıştırılarak hem rahvan, hem de dörtnalı iyi yapabilen bir savaş atı tipi de üretmişlerdir. Daha sonra, elde edilen bu at, safkan Arap atlarıyla melezlenerek, çevik, hızlı, manevra kabiliyeti yüksek, dayanıklı atlar elde etmişlerdir. Osmanlının son döneminde orduda muharebe için aranan en kıymetli atlardan biri de Hınıs'ta yetişen Kolu Kısa ırkı olmuştur.
1972 tarihli atlı cirit Müsabaka Talimatnamesi'ne göre, cirit atları için en elverişli olanlar Hınıs tipi atlardır, "kısa mesafede azami sürat gösteren ve fazla zig-zag, küçük çarklar yapabilecek, manevrası güçlü, oynak atlar" olarak belirtilmektedir (Güleç, 1995).
Hınıs atlarının cidago yüksekliği eskiden 145 - 155cm. iken, irileri devamlı ordu hizmetinde kullanıldığından, geri kalanlar da bakımsızlık yüzünden iyice küçülmüştür. Kurtuluş Savaşı'nda askere alınan nispeten iri Hınıs atlarından geriye ne kaldığını, ne kadarının terhis olduğunu bilinmemektedir. Kalanların memleketlerine dönmedikleri ve diğer ordu atlarıyla karıştıkları biliniyor. Son olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında ihtiyaten ordu için 140cm. üzerindeki atlar da toplanınca, böylece geriye kalan ufak ve kavruk Hınıs atları, doğal değil ama zorunlu seleksiyon sayesinde küçük yapılı atlar özelliğini kazanmıştır.
Bugün Erzurum ve civarında cirit atı ve rahvan atı olarak kullanılan ve Hınıs'ın Kolu Kısası olarak adlandırılan atlar, her ne kadar yukarıda sözü edilen karakteristik özellikleri göstermiyorlarsa da, yöresinde hâlâ bu adla anıldığından, biraz da folklorik anlamını öne çıkararak şu anda Erzurum bölgesinde bir miktar Hınıs'ın Kolu Kısası vardır denebilir. Ancak son yıllarda yörede atlı spor oyunlarına ilgi yeniden canlanmıştır. Bu nedenle cirit ve rahvan atçılık için özellikle yetiştirilmeye, eldeki örneklerin çoğaltılmaya çalışıldığına memnuniyetle tanık olunmaktadır.
Fotoğraf 3: Hınısın Kolu kısa atı
KAYNAKLAR
AKINCI, Zekeriya (1977). Eğitmenin Binicilik Broşürü.
GÜLEÇ, Ertuğrul (1995). Türk At Irkları, Anadolu At Irklarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği Yayını, 1995.
GÜLEÇ, Ertuğrul (2005). Türk At Irkları, Anadolu At Irklarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği Yayını, 2005.
YILMAZ, Orhan (2012). Türkiye Yerli At Irkları ve Bir Koruma Çalışması, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tarım Bilimleri Dergisi, 22 (2): 117-133, Van.
FOTOĞRAFLAR
1. http://www.turkhaygen.gov.tr/data/hinis.asp
2. Kemal Koçkar aile fotoğrafları
3. Yılmaz, 2012: 124