Andalusian ve Lusitano Atları (İspanya ve Portekiz)
Kökü İberya atına dayanan İspanya’nın çok eski bir binek at türüdür. Bu atlar İberya yarımadasında M.Ö. ki yıllardan beri bilinmektedir. Arap soylarıyla beraber, günümüzde kabul görmüş diğer cinslerin neredeyse atası sayılır. 8. yüzyıldan itibaren Arap ve Berberi atlarıyla karıştığı sanılmaktadır. Ancak birçok Avrupa atı da bu atın karışımıyla oluşturulmuştur (Oldenburg, Friesian, Holstein… gibi).
Fotoğraf 1: Charles I. (Anthony van Dyck yağlıboya tablo, 1635)
Masal ve efsanelerin kahramanları, kralların ve soyluların atları, insanları güzellikleri ve güçleri ile şaşırtmak-taydı. Bu atları savaşlar doğurdu ve neredeyse neslini tüketti. Kısa bir süre önce Andalus Atları’nın tarihe karıştığı düşünülüyordu. Ancak bu atlar günümüzde dünyayı tekrar fethetmektedirler. Julius Ceasar’ın da Del Bello Gailicoé’daki İspanya’nın soylu aygırları hakkında yazdığı gibi, İspanyol Atı, Romalılar için gücünden dolayı harika bir savaş atı olarak biliniyordu. Annibal, bu atları İtalya’yı fethederken kullanmıştı. Daha sonraki yıllarda ise tarih kitapları I. Richard’ın şövalyelerinin “Çevik İspanyol Destrierleri”ne bindiklerini yazmaktadır.
Bu atların İberya yarımadasında Taş Devri’nden bu yana yaşadıkları düşünülmektedir. Altamira’daki kaya resimlerde bu atların resimleri görülmektedir. Atların isimleri de İberya’da yaşayan halkların kullandıkları isimlerdir.
Eski İspanya’nın sınırlarının dışında bu atlar hakkında M.Ö. 1000 yıllarında Fenike’liler ile Yunanlıların karşılaşmasına kadar hiçbir şey bilinmiyordu. O zamanlar Akdeniz’de bu atların ünü yayılmaya başladı. Dönemin binicileri bu atlara sahip olmaya çalıştılar. Güçlü ve çok gösterişli olmaları nedeniyle tüm askeri komutanlar bu atlardan elde etmeye çalışıyorlardı. Bu atların başka atlardan en büyük farklılıkları dağ atları olmaları, az otlarla yaşayabilmeleri, dayanıklı olmalarıydı. İspanyol atlarının yaşamak için mücadele edebilmeleri, onların çok farklı bir at cinsi olmalarını sağlıyordu.
Fotoğraf 2: İspanyol atı, 1743
Güçlü, hızlı ve iyi manevra yapabilen bu atlarla ilgili birçok efsane anlatılmaktadır. Bu atlarla ilgili Eflatun, Seneca, Xnephon gibi filozoflar hayranlıklarını bildiren yazılar yazmışlardır..
Bu at, stil sahibi olması için İspanyol anlayışıyla yetiştirilmiştir. Kendisini öyle bir stil ve varlıkla taşımıştır ki, dünyanın hâkimleri imparatorlar ve krallar tarafından aranır olmuştu. Gücü ve çevikliği sayesinde, Ortaçağda Avrupanın en önemli savaş atı oldu ve İspanyanın tüm başarılı fetihlerinde kullanıldı.
İspanyol atı İspanya’yı gerçekten zaferlere taşıdı. Dünyanın en tanınmış Hippolojistlerinden[1] biri olan Portekizli Dr. Ruy D’Andrade İspanyol atı için şunları söylemiştir: ”(…) Endülüste anısını ebedileştirmek ve yüceltmek adına bu harika at için büyük bir anıt olmalı... İspanyol at yetiştiriciliğinin korunmasını, İspanya tarihi için bir görev olarak görüyorum... Yardımlarıyla, İspanya bu atın büyüklüğünü kavradı; örneğin, Romalılara, Mağribîlere, İtalya, Fransa, Almanya ve yenidünyanın fethedilmesindeki savaşlarda. Onsuz, “Caballo Espanol – İspanyol Atlıları” zaferlere erişemezdi, o yüzden onu bağra basmak bir görevdir, tıpkı eski eserleri, kiliseleri, kütüphaneleri, zırhları ve tabloları vs, koruduğumuz gibi. Tüm bunlar hep bir arada, yarımadadan çok, İspanyanın karakterini oluşturur ve asaletini gösterir...”
Fotoğraf 3: Andalusian (Endülüs) Atı
Binlerce yıl boyunca, İspanyol atı, dünyanın hayranlığını kazandı. Onyedinci yüzyılda, İngiltere’de Newcastle Dükü 1667’deki elyazmasında “At Eğitiminde Yeni Metod ve Sıradışı Keşif” diye belirterek, “...İspanyol Atı dünyadaki en asil attır... ve Barb gibi çok ince ve hanımefendi ve de Neopolitan gibi iri olmadığı için de en güzelidir. Harika ruhlu, çok cesur ve uysal, ama çok gururlu ve iyi bir tırısı vardır. Mağrur bir galop ile sevgi dolu ve naziktir. Zafer gününde bir krala en yakışan attır... en iyi İtalyan atından bile daha zekidir ve bu yüzden çok kolay eğitilir” demektedir.
Fotoğraf 4: Andalusian (Endülüs) Atı
İberya halkı geleneksel olarak Kuzey Afrika ile çok yakın ilişkilerde bulunmuşlardır. Bu dönemlerde Nomad atları çok popülerdi. Bu atların güney tipleri hafif, hareketli ve zayıf atlardı. Bu iki cinsin birbir-lerini çok etkiledikleri şüphe-sizdir. Özellikle İberyalılar ile Nomadların Roma’ya karşı yan yana savaştıkları dönemde bu etkiler ortaya çıkmıştır.
Daha sonraları Vandal fetihçiler bütün Pirene dağlarını geçerek Cezayir’e geldiklerinde bu tip atları yanlarında getirmişlerdi. Bu atlar Cezayir’de bulunan yerli atları etkilediler. Vandalların bu bölgeyi fethetmeleri sonucunda da buraya Vandalus ülkesi denmişti. Daha sonra bu atlar İberya yarımadasında kaldılar ve Araplar bu bölgeye Al Andalus adını verdiler. Bu gün de Andalusia (Endülüs) denen bölge İspanya’da yer almaktadır.
M.S. 711’de Magrıbi Arapları bu bölgeyi fethettiler. Bundan sonra Arap atları olan Magrib ve Berberi atları ile bu bölgedeki yerli atlar karışmaya başladı. Böylelikle Andalus atlarının gelişimi tamamlandı.
Günümüzde iki tür Andalusian atı bulunmaktadır; Ağır Avrupa Kuzey tipi Andalusian atı ve hafif, zayıf güney tipi Andalusian atı.
Fotoğraf 5: Lusitano (Portekiz) Atı
Ünlü Ahalteke aygırlarının gelmesinden önce Avrupa’da, İngiliz Atı yetiştirmelerinde, yoğun olarak İspanyol atı kanı kullanılıyordu. Avrupa’ya, meşhur İspanyol Atları getirilerek yeni cinsler yetiştiriliyor ve eskileri geliştiriliyordu. Günümüzde dahi modern cinslerin yüzde sekseninde ya da soylarında İspanyol atının izleri bulunmaktadır. Avrupalılar Yeni Dünya’ya akın ettiğinde, İspanyol atlarını da yanlarında götürdüler. Bu cins sıklıkla “Great Clonizer” (Büyük Sömürge Kurucu) olarak adlandırılırdı. İspanya, Karaib Adalarını stok çiftliği haline getirdi ve tüm sömürgeci devletlere buradan at sağladı. Yüzlerce yıl boyunca bu at Amerika’da türünün temsilcisiydi. Tüm Yeni Dünya cinsleri onun kanını taşır. Amerika Kıtasındaki tüm atlar bu günkü özelliklerini, Endülüslünün 500 yıl önceki haline borçlular.
Avrupa’da Orta Çağda birkaç yüzyıl boyunca atların ağır yük ve insan taşıyabilecek biçimde yetiştirilmesine çalışılmıştı. Şövalyelerin zırhlarının taşınması için bu gerekliydi. Bu dönemde kısa bir süreliğine Endülüs Atları, ağır yük taşıyan at türlerine birinciliklerini kaptırmışlardı. Ateşli silahlar icat edildiğinde ve daha iyi manevra yapabilen hareketli atlara gerek duyulduğunda ise tekrar Endülüs atları tercih edilmeye başlandı. Bir süre sonra Endülüs atları Avrupada binek atları arasında ilk sırayı aldılar.
İspanyol atlarının başarıları yalnızca savaşlarda değil kültür ve sanatta da görülmeye başlandı. Rönesans döneminin yerine Barok dönemi başladı (Velasques, Rambrandt, Vivaldi ve Bach). Bu dönem sanatının en önemli özelliği, doğanın güzelliğini belirtmek adına çok görkemli ve hafif formlar içermesidir. Elbette bu dönemde güzel İspanyol atları çok popüler olmuştur. Avrupa Saraylarında her soylu bu atlardan birine sahip olmaya çalışıyordu. Bu dönemde Endülüs atlarına “Atların Kralı” ünvanı verildi. Örnek olarak Anthony van Dyck’ın 1635 yılında yaptığı İngiltere Kralı I. Charles’in at üzerindeki yağlıboya tablosu ve Diego Velasquez’in yaptığı Bourbon (Fransa) Kraliçesi Isabel tabloları en güzel örneklerden birisidir.
Fotoğraf 6: Bourbon (Fransa) Kraliçesi Isabel (Diego Velquez, 1635)
Endülüs atlarının Avrupa cinslerine etkileri, günümüzdeki İngiliz atlarının etkileri ile kıyaslanabilir. Avrupa atlarının bir kısmında (Friesian, Trakehner, Holstein gibi) Endülüs atlarını kullanmışlardır. Amerika atçılığında da Endülüs atlarının önemli bir yeri vardır. Günümüzde dahi Quarterhorse ve Peruvian Paso gibi Amerikan atlarının birçoğunda Endülüs atlarının etkilerini görmek mümkündür.
Amerikan Quarter Atı, kısa mesafe yarışlarda yenilmez olduğu için Colonial Short (Kısa Sömürgeci) adını alan At’tan yetiştirilmiştir. Kısa At yetiştirilmesi ilk olarak İspanyol Atı bulunduğunda kaydedildiğinden, İspanyol Atından başkası değildir. Ancak, İngiliz yetiştirmeleri ithal edildiğinde, çoğunlukla bu kısa atlarla çiftleştirildiler. Quarter Atı, Morgan Atı, Amerikan Saddlebred ve Orjinal Amerikan yetiştirmesi gibi atların kayıtları, Kısa Atların temel stok olarak kullanıldığını gösteren, modern Kuzey Amerikan cinslerinin birçoğunu bu kan karışımı üretti.
Fotoğraf 7: Lusitano (Portekiz) Atı
Avrupa’da yalnızca İspanyol Atları değil İspanyol binicilik stili de yayılmaya başladı. İspanyol ekolünün en büyük özelliği ağırlığın arka bacaklara verilerek binilmesidir. Binicilik elementlerinin başında binici ile atın çok mükemmel bir uyum içerisinde olması gelir. Endülüs atının bir savaş atı olması nedeniyle binicinin hareketlerine tam uyum sağlamalıdır.
1572 yılında İmparator Maximilian II. tarafından ilk İspanyol Binicilik Okulu Viyana’da açıldı. Okulda en çok kullanılan at cinsleri Endülüs atlarından türetilmiş Lipizzan atları idi. Viyana’nın kartviziti bu okulun temel eğitim elementleri ve özellikle Levade, Courbette, ve Capriole… gibi atlamalarıydı. Bu hareketler çok ustalıkla yapılıyordu. İspanyol okulunun en büyük işlevi, günümüz biniciliğine kazandırmış olduğu zengin binicilik kültürüdür.
1682 yılında Fransa’da Versailles Binicilik Okulu açıldı. Bu okulda Alter Real (Kral Alteri) cinsi atlar kullanıldı. Bu atlar da 16. yüzyılda Endülüs atlarının Portekiz cinsleri ile Arap atlarından elde edilen atlardır. 1828 yılında Fransa’da Saumur - Cadre Noire adlı askeri birlik Safkan İngiliz atları kullanıyordu.
19. yüzyılın başlarında askeri alanda çok önemli değişiklikler olmaya başladı. Yeni ateşli silahlar ve topçuluğun ortaya çıkması ile süvari birliklerinin daha hızlı hareket etmeleri gerekti. Bu nedenle Safkan İngiliz atları daha çok kullanılmaya başladı. İngiliz atları bu alanda Napolyon’dan bu yana ne kadar iyi olduklarını ispatlamışlardı. Yapılı Andalus atları için bu dönemde kara günler geldi. Sayıları hızla azalmaya başladı. 19. yüzyılın sonlarına doğru İspanya ve Portekiz’de bile İngiliz ve Arap atları Andalus atlarını ikinci plana itti. Bu atların yanında Andalus atları geçmişten kalan misafirler gibiydi.
Bu durum at yetiştiricilerinin Andalus atlarının soylarını korumak amacıyla acil önlem almaları gereğini ortaya çıkardı. 1912 yılında yeni bir pedigree kitabı oluşturma çalışması başladı. Andalus atlarına yeni bir ad verildi; Safkan İspanyol Atı (Pura Raza Espanola – PRE). Çok büyük çabalar harcayarak dış etkilerle oluşmuş genleri temizlediler. 1960 yıllarında at yetiştiricileri yeni bir pedigree kitabı oluşturdular. Portekiz’de de bu atlara yeni bir ad verdiler; Safkan Lusitano Atı (Pura Sangue Lusitana – PSL). Lusitana Roma’lıların Portekize verdikleri addır.
Lusitano ile Safkan İspanyol atlarının soyları aynıdır. Bu nedenle bu atlara Andalus ya da İberya atları denmeye devam edilmektedir.
İspanyol ve Portekiz at yetiştiricilerinin tüm çabalarına rağmen 20. yüzyılın sonlarına kadar bu atlar İberya yarımadasının dışında pek fazla tanınmıyordu. Yalnızca son onyıllar boyunca bazı at yetiştiricileri değişik türlerine ilgi duymaya başladılar. Böylelikle Barok atlar, tekrar gündeme gelerek popülerleşmeye başladı. 1972 yılında Ulusal Safkan İspanyol Atları Derneği (Asociacion Nacional de Criadores de Caballos de Pura Raza Española - ANCCE) kuruldu. Hemen ardından Portekiz’de de Portekiz Safkan Lusitano Atları Derneği (Associação Portuguesa de Criadores do Cavalo Puro Sangue Lusitano - APSL) adlı bir dernek kuruldu. Bu atların popülaritesini arttırmak amacıyla özellikle Kuzey Amerika’da Uluslararası Andalus ve Lusitano Atları Derneği (International Andalusian and Lusitano Horse Association - IALHA) kuruldu. Ünlü binicilik okulları dışında Andalus ve Lusitano atarı Dressage ve Driving yarışmalarında da önem kazanmaya başladı.
İspanyol atları son yıllarda düzenlenen sirk ve atlı gösteri programlarında da en çok kullanılan at ırkı oldu.
Spor alanında da oldukça önemli başarılar elde eden bu atlar 2004 Olimpiyat oyunlarında Dressage alanında sporculara gümüş madalya kazandırdılar.
Günümüzde Andalus atlar dünyanın en popüler barok atlarıdır. Toplam sayıları yaklaşık 20.000 kadar olduğu bilinmektedir. Birçok alanda kullanılabilmeleri nedeniyle sayıları gittikçe artmaktadır. Dünyada 50 kadar ülkede yetiştirilmektedirler. Bunların içinde ABD, Meksika, Brezilya, Kolombiya, Hollanda, Fransa, Belçika, Almanya, İngiltere ve İtalya ön-de yer almaktadır. Bu atlara ilgi duyulmasının en önemli nedenlerinden birisi de Hollywood’dur. Film kahramanlarını ortaya çıkarmak için en güzel yol Andalus atına bindirmek-tir. Örneğin Yüzüklerin Efendisi, Zorro, Truva, İskender, Cesur Yürek, Gladyatör… v.b.
Fotoğraf 8: Lusitano (Portekiz) Atı
Dış Görünüşü:
Andalusian ve Lusitano atları iri atlardır. Ortalama cidagosu 155 – 160cm.dir. Kaslı bir baş ve büyük badem gözleri vardır. Burnu düz veya hafif çıkıntılıdır. Boynu güçlü, geniş ve uzundur. Güzel bir kıvrımı vardır. Bedeni yuvarlak ve uyumludur. Ensesi geniş, sırtı güçlü ve kasları görünecek biçimde düzdür. Çukurluk yoktur. Göğsü geniş ve güçlü görünümlüdür. Sağrı kısa, geniş ve hafif kalkıktır. Kuyruk uzun, kılları gür ve hafif dalgalıdır. Yelesi uzun ve çok gür kıllara sahiptir. Bacaklar kısa, güçlü ve kaslıdır. Arka bacakları hafif aşağıya çekik ve kaslıdır. Toynakları bütün ve yüksek ve sağlamdır. Günümüzdeki Andalus atlarının %80’i Kır renktedir. Diğer renkler Doru, Koyu Doru ve Yağızdır. Bunların dışında İzabel, Al, Açık Al renkleri de vardır. Andalus atlarının standart renkleri yoktur. Lusitano atlarında ise genellikle Kır ya da Doru don hâkimdir. Bu atların burun çıkıntıları Andalusian atlarına göre biraz daha fazla ve sırtları daha uzundur.
Fotoğraf 9: Doru Andalusian Atı
Fotoğraf 10: Ahreç donlu Lusitano (Portekiz) Atı
KAYNAKLAR
http://www.theandalusianhorse.com/The_Andalusian_Breed.html
https://www.andalusianhorsedirect.com/
https://www.realescuela.org/en/exhibiciones.cfm
http://www.lusitanohorsefinder.com/
http://www.cavalo-lusitano.com/en
https://ialha.org/
http://lusitano-interagro.com/
FOTOĞRAFLAR
1. http://www.khongthe.com
2. http://www.theequinest.com
3. http://www.facebook.com
4. http://www.free-picture.net
5. http://www.huntsharness.hypermart.net
6. https://commons.wikimedia.org
7. http://www.andalusiansdemythos.com
8. http://www.riverasandalusianfarm.com
9. http://www.andalusianworld.com
10. http://www.purelusitanos.com
[1] Hippology = At Bilimi