Öğr. Gör. Dr. Sibel DANIŞAN: Gerçek Bir Dostla Buluşmak “Atlar”
Binlerce yıl önce at-insan ilişkisinin başlangıcında besin olarak kullanılan atlar, insanlık medeniyet tarihi içinde uzun bir evcilleştirme sürecinden sonra, eğitimleri ve davranışları üzerine yapılan yoğun çalışmalar sonucu pek çok sektörde yer almayı başarmışlardır. Günümüzde artık onları eğlence, spor ve tedavi gibi konular içinde anmaktayız. Ülkemizde de atçılık, çoğunlukla yarış, geleneksel kültür etkinlikleri ve sportif faaliyetler içinde varlığını korumaktadır. Pek çok insanın hayatına henüz çocukluk çağlarında girerek, karşılıksız sevgi, sorumluluk bilinci, spor disiplini, kendinden başka bir canlı ile uyum gibi önemli hayat kabiliyetleri kazandırmaktadır.
Atlar insanlar için sadece güvenin ve sadakatin bir sembolü olmakla kalmamış aynı zamanda ihtişamından dolayı zenginlik ve asaleti de temsil etmiştir. Sakin yapısı ve çevresiyle olan uyumundan dolayı insan üzerinde her zaman güven oluşturan ve her zaman sakinleştiren bir etkiye sahip olmuştur (Ünver, F.,).
Atların bu üstün özellikleri sayesinde onların tedavi edici özelliklerinden de yararlanılmaktadır. Bu amaçla Osmanlı döneminde ‘tımarhane’ adı verilen akıl ve ruh sağlığı hastalıkları merkezleri kurulmuştur. Burada hastalar ve atlar bir araya getirilmiş ve insanların atlara teması sonucu sakinleştikleri, rahatladıkları ve sosyalleştikleri görülmüştür.
Çocuklar için ise atlarla sosyalleşmenin birçok kazanımı olduğu görülmektedir. Çocuklar atlar ile birlikte yaptıkları aktiviteler sonucu bir canlının bakımını yapabilme kabiliyeti ve dolayısıyla sorumluluk bilinci ve empati duygusu kazanmaktadırlar. Pony Kulübü (Çocuk Binicilik Kulübü), binicilikle ilgilenen çocuklar için kurulmuş bir organizasyondur. Amacı çocukları, Pony atları ve binicilikle ilgili tüm aktiviteleri öğrenmeye ve eğlence yoluyla bu aktivitelere katılmaya teşvik etmektir. Bu sayede çocuklar atları çok küçük yaşta sevk ve idare etme becerileri kazanmaya ya da geliştirmeye başlayacaklardır. Günümüzde çocuklar sadece kendi ihtiyaçlarını odaklanarak büyüme riskiyle karşı karşıyadır. Çocuklara, karşısındakinin ihtiyaçlarını fark eden ve hem kendi hem de karşısındakinin ihtiyaç ve öncelikleri arasında denge kurması gerektiğini bu küçük atlardan daha iyi ne öğretebilir.
Pony atları, cidagosu 150 cm'i geçmeyen küçük atlardır. Bu nedenle 6- 15 yaş arası çocukların binişi için fiziksel olarak uygunluk gösterir.
Günümüzde Türkiye Binicilik Federasyonu’nun düzenlemekte olduğu Pony Kulübü yarışmaları yapılmakta ve bu yolla çocuklarımızın kişisel gelişimlerine katkı sağlanmaktadır. Bunun haricinde pek çok binicilik kulübü ve özel işletmelerde de çocuk binicilik aktiviteleri yaparak hem onların fiziksel olarak gelişimini sağlamakta, hem zihinsel yetilerini geliştirmekte hem de empati yeteneklerini güçlendirmektedir. Buna ek olarak atlara ve atçılığa gönül verecek, onları seven ve kültürünü öğrenerek yaşatacak nesiller yetiştirilmektedir.
Günümüzdeki bir diğer popüler kullanım alanları ise alternatif bir tedavi yöntemi olan hippoterapi (atlı terapi)’dir. ‘Hippoterapy’ sözcüğü, Yunancada ‘at’ anlamına gelen ‘hippos’ sözcüğü ile ‘terapy’ sözcüğünün bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. Atlarla tedavinin ilk olarak M.Ö. 460 – 370 yıllarında Yunanlı Hippocrates tarafından ‘Natural Exercise (Doğal Egzersizler)’adı altında uygulandığı bilinmektedir. Osmanlılar, ordularında yer alan sorunlu personellerinin tavlalarda atları tımar ederken sakin ve çevrelerine karşı zararsız olduklarını tespit ederek tımarhanelerde ilk atlı rehabilitasyonu başarıyla kullanmışlardır. Bu nedenle dilimizde akıl ve ruh sağlığı ile ilgili hastaneler Tımarhane terimi ile ifade edilmişlerdir. Günümüzdeki kullanımı ile Hippoterapi 1940'lı yıllarda Almanya ve İsviçre'de uygulanmaya başlamıştır. 1950'lerde İngiliz terapistler, biniciliğin her tür engelli için uygulanabilecek bir terapi yöntemi olduğunu keşfetmişlerdir. 1952'den itibaren Avrupa'da Hippoterapi merkezleri açılmaya başlamıştır.
Hippoterapi’nin başlıca yararları; kasların gelişimi, esneklik, güç, denge, koordinasyon, özgüven, disiplin, kontrol, adaptasyon, sosyal etkileşim, daha güçlü hareketyeteneği ve zihinsel rahatlamadır. Eğlencelidir ve bütün yaş grupları için faydalıdır. Hippoterapi, engellerinin yaşamlarını kısıtlamasını kabul etmeyen tüm engelliler için hayatlarını yaşanmaya değer kılan zevkli bir metot haline gelmiştir.
Hippoterapi’nin kullanıldığı başlıca alanlar; Otizm (Autism), Hareket Bozukluğu ve Spastisite (Cerebral palsy), Artrit (Arthritis), Özbağışıklıkhastalığı (Multiple Sclerosis), Kafa Travması (Head Injury), İnme (Stroke), Omurilik Felci (Spinal Cord Injury), Davranış Bozukluğu (Behavioral Disorders) ve Psikolojik Bozukluklardır (Psychiatric Disorders) (Scott, 2005).
Binicilik sporu, bedensel engelli kişilerin hareket yeteneklerini arttırmak, rehabilitasyon ve tedavi amacıyla çocuklar ya da yetişkinlerde son yıllarda sıkça kullanılmaktadır. Hippoterapi adı verilen tedavi yöntemleri sayesinde, tedavi süreçlerinde elde edilen başarılar, Bedensel Engelliler yarışmalarının da düzenlenmesine yol açmıştır. FEI 2006 yılında kendi bünyesinde 8. yarışma disiplini olarak benimsediği Para-Equesterian (Bedensel Engelliler Atlı Sporları) yarışmalarını, Uluslararası Paralimpik Komitesi ile anlaşarak Paralimpik (Bedensel Engelliler Olimpiyatları) yarışmalarına binicilik branşını da eklemiştir. Paralimpik binicilik yarışları beyin felci (cerebral palsy) kategorisine vefiziksel, görme ve zihinsel engelli sınıflarına giren tüm sporculara açık olarak düzenlenmektedir (Koçkar, 2012) .
Günlük hayatımızda atlarla buluştuğumuz bir diğer yer ise güvenlik amaçlı olarak atların hizmet verdiği alanlardır. 1923 yılında Londra’da İngiliz futbolunun en önemli turnuvası olan FA Kupası sırasında Wembley Stadyumu 125 000 kişilik kapasitesine karşılık 300 000 taraftar ile karşılaşınca büyük bir izdiham yaşanmıştır. Kalabalık sahanın etrafında olduğundan maç 45 dakika geç başlayabilmiştir. Bu esnada bir güvenlik zafiyeti yaşanmaması için görev yapan atlı polislerin kalabalık üzerindeki hakimiyetine dair çekilmiş olan fotoğraf aslında güvenlik alanında atların etkilisini gösteren en anlamlı fotoğraflardan biridir ve ‘Beyaz Atın Finali’ (White Horse Final) ismiyle efsaneleşmiştir (ANONİM 1, 2013).
Suçla etkin mücadele edebilmek ve suçlular üzerinde caydırıcı bir etki sağlayabilmek için motorlu taşıtların girmesinin mümkün olmadığı yerlerde, plaj, park, bahçelerde önleyici zabıta hizmetlerinin yürütülebilmesi amacıyla birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de Atlı Polis Birlikleri hayata geçirilmiştir. Atlı Polis Grup Amirliği, ekip araçlarının girmesinin zor olduğu alanlarda çok daha rahat hizmet vermekte ve kalabalık arasında rahatça hakimiyet kurmakta, düzeni daha rahat sağlamaktadır. Suçu düşünen, suça yönelen, suçu planlayan insanlar için at gerçekten ürkütücü ve aynı zamanda caydırıcı bir özelliğe sahiptir. Bu amaçla atlı polislerimizin devriye hizmetleri, suç oranlarını düşürülmesinde önemli bir yer tutmaktadır.
Tüm bu bahsedilen alanlarda atlarımızdan yararlanabilmenin yolu onlara vereceğimiz eğitimden geçmektedir. Hayatının erken dönemlerinde doğru eğitimi alan taylar hangi konuda özelleştirilirse özelleştirilsin insanların sosyal ve psikolojik hayatlarına büyük katkılar sağlayacaktır. Doğaları gereği ürkek fakat eğitime yatkın olan dostlarımıza vereceğimiz doğru eğitim sayesinde hayatımızın her alanında paylaşacağımız çok şey var.
KAYNAKLAR
ANONİM 1 (2013), Erişim adresi: http://en.wikipedia.org/wiki/1923_FA_Cup_Final, Erişim tarihi: 11.02.2013
ANONİM 2 (2013), Erişim adresi: http://antalya.pol.tr/index., Erişim tarihi: 11.02.2013
SCOTT, Naomi, Special Needs, Special Horses – A Guide To The Benefits of Therapeutic Riding, University of North Texas Pres, Denton, Texas, 2005.
KOÇKAR, M. Tekin, Dünyada Atçılık Uygulamaları, Mahmudiye Meslek Yüksekokulu Atçılık ve Antrenörlüğü Programı, 2012
ÜNVER, A., Fuat, Antik çağdan Modern Olimpiyatlara Binicilik Sporu Ve Türk Biniciliğinin Olimpik Gelişimi, Gazi Üniversitesi, Ankara, 2006
Öğr. Gör. Dr. Sibel DANIŞAN
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Mahmudiye Atçılık Meslek Yüksekokulu