Özkan TEMURLENK - MAMŞİRATİ: At Terbiyesi Binişi (Dressage) Biçimleri
Bütün binişlerin temelidir. “At terbiyesi çalışmalarında, at ve binicinin eğitimlerinde, attan hız ve kuvvet tasarrufu istenmediği zamanlarda kullanılır.” Eğiticilerin ve biniciliğe yeni başlayanların en çok üzerinde durmaları gereken biniştir. Derin veya aşağı inmiş bacaklarla binmek gerektiği zamanlarda alınan konumdur. Amacı, atın sırtıyla binicinin iki kaynak bir apışının direk iletişimini sağlamaktır. Bu şekil biniş binicinin işini kolaylaştırır, fakat atın hareket yeteneğini zorlaştırır. Ata bazı zorluklar yarattığından, ilk katılığı giderdikten ve kendi kendine yumuşak hareket etmeye başladıktan sonra kullanılmalıdır. Bu biniş, binicinin ve atın beden yapısına göre değişikliğe uğramaz. Engel atlama ve arazi çalışmalarında kısaltılmış üzengi ile de uygulanabilir. Binicinin büstü dengeli fakat tüm kasları yumuşak ve esnek, sağlam ve sallantısız olarak bütün genişliğiyle iki kaynak ve bir apış üzerinde, dik ve eyerin orta yerinde olmalıdır. Kulaklar, omuz, kalça ve topuklar düşey bir hat üzerinde olmalıdır. Eyerden denge ve yumuşaklık yoluyla tutunmalı ve kendini zorlamadan atın hareketlerine uyabilmelidir. Bel, çukurlaştırılmadan, hafifçe gerilmeli ve kalçalar biraz öne itilmelidir. Eyerin ön hanesine aşırı ölçüde sürülmüş ve kısmen uyluklara dayandırılmış bir “apış binişi” çok hatalıdır. Dizlerin yukarıda tutulması nedeniyle aşırı ölçüde sürülmüş ve kısmen eyerin gerisine kaydırılmış “iskemle binişi” de hatalıdır (Şekil: 19).
Dizlerin düz kısımlarıyla (iç) eyere tutunmak için, uyluklar yukarıda söylendiği gibi içeriye döndürülmeli ve bunlar en geniş yüzeyleriyle yaylanarak eyeri kavramalıdır. İki kaynak kemiğinin eyere girebilmesi için, dizler alabildiğince geri ve aşağı alınmalıdır. Dizler geri alınabildikleri ölçüde de aşağıya bastırılmış durumları, atı gereği gibi kavrama olanağı vereceğinden ve derin binişi sağlayacağından çok önemlidir. Binicinin baldırları doğal olarak aşağıya sarkar ve düz olan iç kısımları atla hafifçe temasta olur. Ayak burunları hafifçe dışa dönük tutulmalı ve topuk zorlanmaksızın hafif aşağıya basılmalıdır. Ayak burunlarının zorlanarak dışarıya döndürülmesi hatalıdır.
Üzengi kayışı binicinin dizini ve topuğunu aşağıya basmasına, baldırların atla teması korumasına izin verecek uzunlukta tokalanmalıdır. Süratlide binici belin esnekliğiyle atın yukarı fırlatışlarını (aksi darbelerini) karşılamalı (sömülemeli), kasların yumuşaklığı ve tüm eklemlerin esnekliğiyle eyerde ve dengede tutunabilmelidir. Bu esneklik ve yumuşaklık için, aşırıya kaçan bir çaba harcamak hatadır. Böyle bir durum sallantılı ve yıkıntılı bir binişin göstergesidir. Ayrıca atın hareketini de bozacağından binişte sertlik azalmaz artar. Dörtnalda binici, eyerde kalmalı ve aşırıya kaçacak şekilde kaynak sürme yerine çok esnek binerek atın hareketine uymalıdır. Arka yastıkları kalın doldurulmuş eyerler, biniciyi çok öne atar ve bu iskemle binişine yol açar. En iyisi eyerin tam ortasında bulunmaktır.
1. NORMAL (DERİN) TERBİYE BİNİŞİ
Normal biniş, derin olmalı ve eyerin üstüne değil içine iyice girmelidir. Büst kalçalar üzerinde dik, bel hafifçe çukur ve yumuşak, başı dik tutulmalıdır. Bakışlar gidilen yönde, kulak, omuz, dirsek, kaynak, topuk aynı dik hat üzerinde bulunmalıdır. Biniş yeri olabildiğince eyerin önüne sürülür ve baldırlar biraz kolan gerisinde tutulur. Vücut ağırlığı, eyerin ön hanesine oldukça yakın bulunması gereken iki kaynak ve bir apış üzerinde rahat, eşit dağılmalıdır (Şekil: 20).
Uyluklar yatayla yaklaşık 500 derece açı yaparak eyerle temasta kalmalıdır. Uylukların bu durumuyla dizler otomatik olarak doğru yerlerini bulurlar. Dirsek ve bilek eklemleriyle atın ağzı arasındaki hat, atın topluluğuna göre, paralel bir duruma gelebilir.
Bu binişi benimseyen binicinin ağırlığı, yerçekimi doğrultusunda ve kaba etlerinden uyluklara, baldırlardan topuklara kadar itebilmelidir.
2. SÜRÜŞ (HAZIR) TERBİYE BİNİŞİ
Sürüş binişiyle derin biniş arasındaki en önemli ayrıcalık, derin binişte eyerde dik bulundurulan kaynağın sürüş binişinde biraz geriye doğru eğilmesi ve dolayısıyla daha fazla ağırlığı taşımasıdır. Buradan kaynaklar ileri sürülerek sürüşün etkinliği artırılır. Kaynakların ileri sürülmesiyle elde edilen ileri sürüşün etkisi, bel ve kaynak kaslarının kuvvetle gerilmesiyle pekiştirilir. Baldırla birlikte kaynakla belin sağladığı ileri sürüş, atı geriden ileriye, başka bir deyimle binicinin yumruklarına doğru sürmelidir. Yukarıda açıklanan ileri sürüş, tek yanlı olarak ta kullanılabilir. Özellikle adeta, süratli ve dörtnaldaki dönüşlerde, dönüş yanındaki kaynak ileriye sürülmelidir. İç kaynakla birlikte kolan üzerinde bulunan iç baldır, ileri sürüşü sağlar. Bu sırada kolan gerisindeki dış baldır, art kısmın dışarı kaçmasını sınırlar. Binici derin binişte belini gererek, her iki kaynağını eyerin ön hanesine sürerken büstünü geri eğer ve bu sırada kamburlaşmaz. Bu çalışma atın arka kısmını karın altına sürme alışkanlığını geliştirir.
Gerçekte bu biniş, Fransızların rahat ve Almanların katı binişinin bileşiminden başka bir şey değildir. [Katı biniş: Binicinin sırt ve bel kaslarından bazılarını kasarak duru-şunda belirli bir elastikiyet yaratmasıdır. Hafif geri yatarak omurganın aşağı kısmını (kuyruk sokumunu) ileri iter ve kaba etler ileri gitmiş olur. Aynı zamanda kalça kemiği kuvvetle eyere basınç yapar. Kasların bu gerginliği, hafif çukur olan belin durumunu düzeltir ve omurganın düz bir şekil almasını sağlar]. Fransızların yumuşaklığından ve Almanların etkileme özelliğinden yararlanılmıştır. Sürüş binişinde, binicilere sunulan şeklin bütünü aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Normal binişten başlanarak çene biraz içeri çekilmeli ve derin soluk alırken kalçadan başlayan büstü az geri, aynı zamanda omurganın alt kısmını ileriye itmelidir. Çenenin de içeriye çekilmesinin önemi büyüktür. Çünkü binicinin sırt kasları üzerindeki etkisinden dolayı kalçanın ileri gitmesi ve belin çukurlaşmasını engelleyen hafif gerginlik yaratır. Normal binişi devam ettirmek için, yukarıdaki açıklamanın tersi yapılır. Bu soluk verme yöntemi daha önce soluğu içeri çekmenin etkisini giderir. Bu biniş değişikliğinden sonra binici iyi bir denge içerisinde ve eyerle olan belirli teması korumada dikkatli olmalıdır (Şekil 21).
3. GENÇ AT (REMONT) TERBİYE BİNİŞİ
Remont adı süvari birliklerinden kalmadır. Genç ve binilerek eğitilmemiş at anlamına gelir. Binicinin büstü bu binişte dik bulunur. Ancak omuzlardan hafifçe öne eğilmelidir. Ağırlık, uyluklar ve üzengiye yüklenmiş olur. Bu binişte üzengiler, bundan sonra anlatılacak binişlere göre daha kısa tokalanır. Eller yumuşak ve serbest bulunur. Binişin özelliğinden dolayı hafif süratli yapılsa bile büst ileride tutulmaya devam eder. Binicinin ağırlık merkezi cıdağı çevresinde bulunur. Bu şekilde sırtları gelişmemiş genç atlar korunmuş olur. Binici vücudunu sertleştirmeksizin bel kemiğini çukurlaştırır (Şekil: 22).
Omuzlar geriye alınır ve göğüs ileriye çıkarılır. Kaynakları eyerden biraz kaldırarak büst ileri uzatılır ve atın sırtı yani böbrek bölgesi boşaltılır. Bu binişle at harekete geçirilir.
4. TEK YANLI TERBİYE BİNİŞİ
Binici derin binişte, tek yanlı belini gererek, kaynaklarından birini ileri sürer. Bu çalışmayla iç baldırın ileri sürücü, dış baldırın kolan gerisinde ve sınırlayıcı oluşu biniciye öğretilir (Şekil: 23).